Son 20 yılda dünya dünya pazarlarında 36. sıradan 11. sıraya yükselen Türk mobilya sektörü artık tasarımda gücünü göstermeye başladı. Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Mustafa Balcı, Türkiye'de Ar-Ge ve tasarım önceden güçlü olmadığını belirterek "Tasarımda yerlileşme başladı. Bugün geldiğimiz noktada Türk tasarımcılar İtalyan tasarımcıları aratmıyor" dedi. Balcı ile Türk mobilyasını, trendleri ve sektörün sorunlarını konuştuk.

Öncelikle derneğinizden bahseder misiniz?

Derneğimizde şu anda 72 üyemizle yolumuza devam ediyoruz. Her geçen gün üyelikle ilgili başvurular alıyoruz. Ev mobilyalarının her alanından üretim yapan bir üye skalasına sahibiz. Üye sayımız ağırlıklı olarak İstanbul, Bursa ve Kayseri illerine dağılıyor.

İhracat ne durumda, yıl sonu için ne hedefliyorsunuz?

Mobilyacılar olarak yıl sonuna kadar 6 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. İşin içine mobilya malzemelerini de kattığımızda bu rakamın 10 milyar dolar olmasını bekliyoruz. 6 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirecek olursak geçtiğimiz yıla oranla % 10'luk bir artış sağlamış olacağız. Türk mobilya sektörü ihracatta 2003 yılında dünya sıralamasında 36. ikin bu yıl 11. sıraya yükseldi.

Bu pazarda en büyük kim?

Çin, Almanya, Vietnam ve Polonya dünya mobilya ihracatının yüzde 52'sini karşılıyor. Türkiye'nin dünyada mobilya ticaretindeki payı yaklaşık yüzde 1,8'lik bir pay alarak en yüksek seviyesine ulaştı. Bu da bize mobilya sektörünün çok güzel bir yükselme ivmesi yakaladığını gösteriyor. Tasarımın kalitesinin ve üretim artışının bir sonucu olarak bu tablo ortaya çıktı. En çok ihracat yaptığımız bölge Orta Doğu. Şimdi yeni bir Orta Asya açılımımız olacak. Orta Asya pazarına açılım savaştan dolayı yavaşlamış olsa da hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Türkiye mobilyada İtalya olabilir mi?

İtalya tasarım, kalite, inovasyon ve marka değeri açısından rakipsiz bir konumdadır. Mobilyada bir İtalya olabilmek için sektörümüzün devlet tarafından yatay büyümeye teşvik edilmesi çok önemli. Şu anda mobilya sektörü sürekli olarak bir dikey büyüme içerisinde. Bu büyük bir yanlış. Bir Milano olabilmek için yatay büyümeliyiz. Şu anda bizim rakibimiz Polonya, İtalya, Çin ve Vietnam. Yatay büyüdüğümüz sürece bu rakiplerimizle rekabet edebilir ve bir Milano olabiliriz. Ancak Türk mobilya sektörü, son yıllarda önemli bir gelişim gösterdi. Türkiye'de Ar-Ge ve tasarım önceden bu kadar güçlü değildi. Bugün geldiğimiz noktada Türk tasarımcılar İtalyan tasarımcıları aratmıyor. Tasarım kalitesi oldukça yükseldi. Türkiye kendi tasarımcılarını yetiştirdi.

Mobilyada trendler nereye gidiyor?

Hem iç hem de dış pazarda rekabet gücü yüksek, kaliteli ve tasarımlı ürünler sunan sektörümüzdeki mobilya trendleri, tüketicilerin ihtiyaç, beklenti ve zevklerine göre değişiyor. Son yıllarda, özellikle pandemi nedeniyle evde geçirilen zamanın artmasıyla birlikte, mobilya tercihlerinde konfor, fonksiyonellik ve sürdürülebilirlik gibi kriterler ön plana çıktı. Mobilya trendlerini belirleyen bir diğer faktör de kültürel ve coğrafi etkiler. Türkiye'nin zengin kültürel mirası ve coğrafi konumu, mobilya tasarımlarına yansıyor. Örneğin, Anadolu motifleri, Osmanlı esintileri, doğal malzemeler ve renkler, Türk mobilyalarının özgün ve çekici olmasını sağlıyor. Aynı zamanda, Avrupa ve Asya arasında bir köprü olan Türkiye, farklı kültürlerden gelen trendleri de takip etmekte ve kendi yorumunu katmaktadır.

Deprem bölgesi için çalışmalarınız oldu mu?

İlk etapta nakdi olarak 2.5 milyon TL'nin üzerinde bir bağışı AFAD'a ilettik. İkinci etapta ihtiyaç listelerine yönelik eksikleri bölgeye ulaştırmaya başladık. MÜSİAD'ın başlatmış olduğu 2 bin konteyner projesine ve konteynerlerin tüm mobilya malzemesini üyelerimiz tarafından karşılandı. Perde, battaniye gibi küçük ayrıntılara kadar elimizden geleni yaparak bunun yanında 5 bin parça mobilyayı bölgeye ulaştırdık.

Mobilyada kalifiye eleman sıkıntısı olduğu yıllardır dile getiriliyor. EYT sonrası durum ne?

Açık söylemek gerekirse EYT sektörümüzü olumsuz etkiledi. İnsanların kırklı yaşlarında emekli olmasıyla birlikte usta olarak en verimli olacakları zamanda bir işçi kaybı yaşadık. Şu anda çok ciddi eleman sıkıntısı yaşamamakla birlikte ihracatın biraz daha arttığı ve işçilerin hareketlendiği bir senaryoda çok ciddi bir sıkıntı olacak. Kalifiye eleman tüm sanayinin sorunu haline geldi.

DOLARDAKİ ARTIŞ DÜĞÜNLERİ ÖNE ÇEKTİ

Mobilyada iç piyasa nasıl gidiyor?

Sektörümüz, iç piyasaya kaliteli ve uygun fiyatlı ürünler sunmaya devam ediyor. Tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçlarına uygun tasarımlar yaparak, onların memnuniyetlerini sağlıyoruz. İç piyasada hem düğün hem de bayramın bir araya gelmesiyle birlikte satışların arttığını söyleyebiliriz. Piyasada bir hareketlilik ve sirkülasyon söz konusu. Dolardaki dalgalanmadan kaynaklı fiyat artışı beklentisi ile mobilya ihtiyaçları ertelenmeden satın alındı. Bu noktada düğünler öne alındı.

Son 1 yılda fiyat artışı nasıl gerçekleşti?

Mobilya endüstrisindeki maliyetler son yıllarda beklentinin üzerine çıktı. Hammadde fiyatlarındaki dalgalanmalar fiyat istikrarını etkiliyor. Maliyetleri karşılamak açısından fiyatlarımızda enflasyonla doğru orantılı olarak artışlar gerçekleşti. Her 2 ayda bir liste fiyatlarında güncellemeye gitmemiz gerekti. Tüm bunlara rağmen gelen zamları vatandaşımız için enflasyonun altında tutmayı başardık.

Ortalama bir düğün paketi ne kadar?

Yatak odası, yemek odası ve koltuk takımından oluşan bir düğün paketi ortalama olarak 90 bin ile 120 bin TL arasında değişiyor.

DÜNYA İKİNCİSİ OLDUK FUAR YERİ YETMİYOR

Mobilya Fuarı'na bu yıl katılım nasıl?

Fuar yılın 11. ayında gerçekleşecek. Üyelerimizin de katılımıyla % 100 doluluk oranına ulaşacağız. Fuarımız son yıllarda büyük bir büyüme gösterdi. Dünyanın 2. büyük fuarı olduğunu söyleyebiliriz. Çin, Almanya ve İtalya fuarlarından daha büyük durumdayız. MOSDER aracılığıyla TÜYAP'ta eşzamanlı ikinci bir fuar daha açıldı. 2 yıldır bu fuar da yapılıyor. Ancak fuar yerleri bize yetmiyor. Çadır kuruyoruz. Dünyada 36. sıradan 11. sıraya çıktık, fuar alanımız hala aynı. Eski Türkiye'nin fuarıyla iş yapıyoruz. İki ayrı alanda fuar yaptığımız için müşterinin de kafası karışıyor. Müşteri iki günde gezeceği yeri 4 günde gezebiliyor.

Kaynak: Akşam

Paylaş: